7 Mayıs 2012 Pazartesi

Volkan Oluşumu, Yanardağların özellikleri, yanardağ püskürmesi
Yanardağ (volkan), oluşumları tektonik hareketlere bağlı olarak yeraltındaki ergimiş kayaların, kaya parçalarının ve gazların yer kabuğŸundaki zayıf noktalardan yer yüzüne püskürttüğü sıcak lav (erimiş kaya) parçalarıdır. Yer yüzüne yayılarak ilerleyen bu parçacıkların üst üste birikmesiyle oluşan bu birikintiler soğŸumaya başlamasıyla katılaşır ve yanar dağŸ ismini yükseltilerinden alırlar.  Depremler gibi yanardağların da çoğŸu levha sınırlarına yakın yerlerde bulunur.Ö–te yandan, nasıl ki, levha sınırlarına uzak yerlerde de zaman zaman deprem olursa, bazı yanardağŸlar da levhaların iç bölümlerinde bulunur.
yanardağŸ nedir, volkan nasıl püskürür, yanardağŸ volkan oluşumu, magma nedir, lav, yanardağŸ volkanların özellikleri, türkiyenin bilinen aktif yanardağları, püskürme şekilleri, kül bulutları, yanardağŸ volkan patlaması

Yayılma Sırtları:
Okyanus dibinde. İki levhanın birbirinden uzaklaşmakta olduğŸu sınırda ,okyanus ortası sırtları ya da yayılma sırtları adı verilen yanardağŸlardan oluşan sıra dağŸlar vardır.Levha birbirinden ayrıldıklarında astenosfer üzerindeki basınç azalır.Bunun sonucunda, levha sınırının altında bulunan katı durumdaki minareler tanecikleri ergiyerek magmaya dönüşür.Yükselmeye başlayan yeni magmanın çoğŸu levha kenarlarında katılaşıp kalır, yüzeye ulaşan bölümü ise okyanus tabanında yanardağŸlar oluşturur.
“Plastik” Kayalar:
Bilim adamları, astenosferi genellikle “plastik” olarak tanımlarlar.Bunun nedeni, astenosferin büyük bir bölümün yumuşsak olmasına karşın , sıvıdan çok küçük miktarlarda magma bulunan katı mineral taneciklerinden oluştuğŸunu düşünüyorlar.Astenosferdeki sıcaklığŸın , minerallerin çoğŸunu ergitmeye yetecek kadar yüksek olmasına karşın ,üsteki litosfer katmanın neden olduğŸu yoğŸun basınç bunu engeller.
Dalma-Batma Bölgesi Yanardağları:
YanardağŸlar, iki levhanın çarpışması sonucu birinin diğŸeri altına daldığŸı levha sınırlarında oluşur.Dalan levha, 100-200 km derinlikte bulunan ve dalma-batma bölgesi adı verilen bölgede ergimeye başlar ve magmaya dönüşür.Bu magma, levhanın üzerinde biriken tortullar ve ergimiş durumdaki okyanusal litosferden oluşur.Magma ,tortullarla birlikte yerin derinliklerine çekilen su içerir.Oluşan yeni magma ,çatlaklardan geçerek yüzeye püskürür ve üstteki levhanın üzerinde yanardağŸların oluşuma yol açar.Bu çatlaklar ,levhaların hareketi sonucunda oluşur.Öœstteki levhanın okyanusal litosfer levhası olması durumunda ,yanardağŸların su yüzeyinin üzerinde kalan bölümleri bir dizi volkanik ada oluşturur.
Magma:
Magma, ergimiş durumdaki değŸişik mineraller ve bazı mineral kristallerinde oluşan lapa benzeri, yoğŸun bir sıvıdır.Kıvamı, su ve buz kristalleri içeren yarı erimiş durumdaki kar gibidir.Bilim adamları ,magmanın büyük çoğŸunluğŸunun astenosferde bulunmakla birlikte bir bölümünün de alt mantonun bazı bölgelerinde geldiğŸini düşünüyorlar.
Sıcak Noktalar:
Birçok yanardağŸın oluşumunun levha sınırlarındaki hareketle bağŸlantılı olmasına karşın bazıları bu sınırlara uzak yerlerde ortaya çıkabilir.Bu yanardağŸların ”sıcak noktalar” olarak adlandırılan olağŸanüstü sıcak bölgelerin varlığŸı sonucunda oluştukları düşünülüyor.
Bilim adamları, sıcak noktaların astenosfer ve alt mantoda bulunduğŸu varsayılıyor.Sıcak noktalarda, ısı akımlarının mantonun içinden geçerek yükseldiğŸi tahmin ediliyor.Bu olağŸanüstü ısının basıncın etkisini ortadan kaldırılması sonucunda da magma oluşur.Yüzeye doğŸru çıkan magma, litosferden geçiş sırasında, yolunun üzerindeki kaya kütlelerini ergiterek kendisine yol açar.Magmanın yüzeye çıktığŸı yerlerde zamanla yanardağŸlar oluşur.

YANARDAğž PÖœSKÖœRMELERİ:
Magmanın yerkabuğŸundan yükselerek yüzeye çıkmasına yanardağŸ püskürmesi adı verilir.YanardağŸ bir kez oluştuktan sonra yeraltından magma geldiğŸi sürece püskürmeler devam eder.İki püskürme arasında onlarca, yüzlerce, hatta binlerce yıl geçbilir.
Magma Yükselişi:
Astenosferdeki magma, ancak yeterince büyük bir “kabarcık”oluşturacak biçimde biriktiğŸi zaman litosfere doğŸru yükselir.Magmanın yükselmesine yol açan süreç, bozuk bir musluktan suyun damlamasına(ancak ters yönde) benzer.Bozuk bir muslukta su sürekli biçimde musluğŸun ağŸzında birikir fakat damla halinde düşmesi ancak yeterli ağŸırlığŸa ulaşması ile gerçekleşir.Magma da yeraltında yeterli derecede biriktiğŸinde ve yoğŸunluğŸu çevresindeki kaya kütlelerinden daha düşük olduğŸunda yukarı doğŸru çıkmaya başlar.ÇoğŸu yanardağŸın altında (yerkabuğŸunun içinde ya da altında) magmanın biriktiğŸi bir magma odası vardır.
YanardağŸın Altı:
Magma odası il yanardağŸın yüzeyi arasında kanal ya da baca olarak adlandırılan genişlemiş çatlaklar bulunur.Bunlar bir önceki patlamalardan arta kalan katılaşmış magma ile doludur.bazı yanardağŸlarda, magma odasından çıkan çok sayıda baca olmak ile birlikte bunların hepsi yüzeye ulaşmayabilir.Bir bacanın açıldığŸı yere ağŸız denir.YanardağŸ ağŸızları yuvarlak ya da ince uzun biçimde olabilir.Bazı ağŸızlar, krater adı verilen derin çukurların içinde bulunur.Bir püskürme sırasında, magma, biriktiğŸi magma odasından yüzeye çıkan bacalardan birinden geçerek,yanardağŸın tepesindeki ağŸıza ulaşır ve buradan dışarı fışkırır. Bazı durumlarda ise magma ,yanardağŸın yamacındaki bir ağŸızdan çıkar.
Lav:
Püskürme sırasında yüzeye çıkan magma lav adını alır.YanardağŸın yamaçlarından, lavdan oluşan bir nehir gibi akan lav akıntısının zaman soğŸuyup katılaşmasıyla volkanik kayalar oluşur.Çeşitli türlerde lav bulunmakla birlikte bunların tümü nerdeyse diğŸer mineral elementlerinin yanı sıra bir silisyum ve oksijen karışımı olan silisyum dioksit (SiO2) içerir. Lavın yoğŸunluğŸu ,içindeki silisyum dioksit oranına göre değŸişir.YoğŸun olmayan lav bal kıvamındadır.YoğŸun lav ise şekerlenmiş bal gibi koyu ve yapışkandır.Bir patlama sırasında yanardağŸdan farklı yoğŸunlukta lavlar püskürebilir.
Bir yanardağŸın biçimi, büyük oranda, lavın yoğŸunluna bağŸlıdır.YoğŸun olmayan lav katılaşıncaya kadar daha geniş bir çevreye yayıldığŸından ,bu Tür lavdan oluşan yanar dağŸların yamaçları yumuşak eğŸimli olur.Kalkan biçimli olarak tanımlanan Bu yanardağŸlar, çoğŸu zaman sıcak noktalar ve yayılma sırtlarında bulunur.Bu yanardağŸların lavı çoğŸunlukla bazalttan oluşur.YoğŸun lav,yüksek oranda silisyum dioksit içerir ve genellikle dalma-batma bölgelerinin üzerindeki yanardağŸlardan püskürür.Çok koyu olduğŸu için ağŸızdan fazla uzaklaşmadan katılaşan bu lavın oluşturduğŸu yanardağŸlar çoğŸu zaman koni biçimindedir.

Püskürme Tipleri:
YanardağŸın püskürmeleri, lavın çıkış biçimine göre sınıflandırılır.Bu da lavın yoğŸunluğŸuna ve lavın içerdiğŸi gazların ne kadar kolaylıkla kurtulabilmelerine bağŸlıdır.YoğŸun olmayan lavdan kolayca kurtulabilen gazlar, yoğŸun lavdan ancak büyük patlamalarla kurtulabilirler.
Magma, yüzeye yaklaştıkça üzerindeki basınç azalır ve tıpkı bir gazoz şişesinin kapağŸı açıldığŸı zaman basıncın azalması sonucu gazozun içinde hava kabarcıklarının oluşması gibi volkanik gazlar magmanın içinde küçük kabarcıklar oluşturur.
Farklı püskürme tipleri:
- Hawaii tipi püskürmeler genellikle hafif şiddetedir.lavın çok akışkan olduğŸu ve içinde gazların kolayca kurtulduğŸu durumlarda bu tür püskürmeler olur.Kimi zaman magma, yanardağŸdan dışarı, bir fıskiyeden fışkıran su gibi çıkar.
- Stromboli tipi püskürmeler, lavın biraz daha yoğŸun olması durumunda görülür.Sıkışmış gazlar, yanardağŸ ağŸzının çevresine sıvı halde lav kütlerinin fışkırmasına neden olan, küçük patlamalarla açığŸa çıkar.
- Vulkona tipi püskürmeler, lavın daha yoğŸun olduğŸu durumlarda görülür.Sıkışmış gazlar gürültülü patlamalarla açığŸa çıkar ve yanardağŸın ağŸzına iri kaya parçaları ile çok miktarlarda volkanik kül püskürür.
- Pilinius tipi püskürmeler, lavın çok yoğŸun olması durumunda görülür.Sıkışmış gazlar, çok büyük patlamalarla kurtulur.YanardağŸın püskürmeleri sırasında büyük miktarlarda volkanik kül gökyüzüne fırlatılır.
LAVAKINTILARI, BLOKLAR VE BOMBALAR:
Püsküren bir yanardağŸdan akan lavlar ,yolları yakıp yıkmasın karşın ,çok ender olarak ölüm yada yaralanmalara yol açar.Bunun nedeni, lav akıntısının yavaş ilerlemesi ve insanların ondan kaçma olağŸanı bulabilmeleridir.
“Pahoehoe” ve “aa” , iki farklı lav akınsına Hawaii dilinde verilen adlardır.Bunlar birbirlerinden , volkanik gazların lavdan çıkış biçimiyle ayrılır.
Pahoehoe lav akıntıları:
Pahoehoe lav akıntılarının yüzeyi genellikle düz ya da hafif kırışık olur.Bu tür akıntıların koyu kıvamı değŸildir yani akışkandır.Lav soğŸumaya başladığŸında yüzeyinde düzgün kabuk oluşur.Lav akıntısının iç kısmı ergimiş durumda kalarak akmayı sürdürürken soğŸumakta olan yüzeyde zaman zaman halat benzeri kıvrımlar oluşturabilir.
Aa lav akıntıları:
Aa lav akıntılarında pürüzlü ve çatlaklı bir yüzeyi vardır.Bu akıntılar, daha yoğŸun lavdan oluşur ve pahoehoe lava kıyasla daha yavaş akar.Lav akarken ,yüzeyi iri parçalar biçiminde kırılır ve içindeki gazlar açığŸa çıkar.Kırılan parçalar ,sıvı durumu koruyan lav akıntısının iç kısmı ile birlikte sürüklenir.
Bir aa akıntısısın kenarları ve önü tank paletlerine benzer bir biçimde ilerler:Akıntının önündeki soğŸumuş parçalar dönerek lavın altına girer, ilerlemekte olan lav bunların üstünden geçer.Katılaşmış aa lavının yüzeyi pürüzlüdür ve yanmış kömür yığŸınlarını hatırlatır.
Yurdumuzdaki YanardağŸlar
AğŸrı DağŸı (5.137 m)
Ulu Doruk (Reşko DoruğŸu) Cilo DağŸları (4.135 m)
Suppa Durek , Cilo DağŸları (4.060 m)
Süphan DağŸı (4.058 m)
Kaçkar DağŸı (3.932 m)
Erciyes DağŸı (3.917 m)
KaraeğŸri Sivrisi , Cilo DağŸları (3.900 m)
Küçük AğŸrı DağŸı (3.896 m)
Maunsell Sivrisi , Cilo DağŸları (3.850 m)
Samdi DağŸı , Sat DağŸları (3.810 m)
MordağŸ , Hakkari DağŸları (3.807 m)
Orta Dürek , Cilo DağŸları (3.770 m)
Demirkazık DoruğŸu , Ala dağŸlar (3.756 m)
Karakülah Doruhu , Cilo DağŸları (3.750 m)
Kaldı DoruğŸu , Ala dağŸlar (3.748 m)
Kızılkaya DoruğŸu , Ala dağŸlar (3.725 m)
Emler DoruğŸu , Ala dağŸlar (3.720 m)
Verçenik DoruğŸu , Rize DağŸları (3.711 m)
Koca Sarp , Ala dağŸlar (3570 m)
Beş Parmak , Ala dağŸlar (3520 m)
Medetsiz , Bolkarlar (3514 m)
Direk taş , Ala dağŸlar (3510 m)
Güzeller , Ala dağŸlar (3041 m)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder